Proizvod vam ne odgovara? Nema veze! Možete nam vratiti unutar 30 dana
S poklon bonom ne možete pogriješiti. Za poklon bon primatelj može odabrati bilo što iz naše ponude.
30 dana za povrat kupljenih proizvoda
Birini benim, annemi özledigim kadar özlemek nasil mümkün olabiliyordu Onu öyle cok özlüyordum ki ölmek istiyordum; suyun altinda havaya hasret kalmak gibi sert, somut bir özlem.Ilgisiz bir babanin ve hayatini ona adayan bir annenin oglu olan on üc yasindaki Theodore Decker bir patlamanin ardindan mucize eseri hayatta kalir. Ancak New York gibi koca bir sehirde kimsesiz bir cocuk olarak felaketin ardindan hayatta kalmak yeni bir felaketin icine düsmek gibi olur onun icin. Bu yangin yerini andiran hayatin icinde ona annesini hatirlatan tek bir seye tutunur Theo kücük, sari bir kus; bir saka Büyüdükce zenginlerin tablolarla dolu odalarinda ve calistigi antikacinin tozlu koridorlarinda hayatin cok daha farkli yönlerini kesfeder genc adam. Aski bulur ama tilsim gibi yanindan ayirmadigi Saka Kusu tablosu kadar kirilgan ve ürkektir bu ask. Ve onun kadar yakin ama bir o kadar da uzakSaka Kusu ruhani bir yolculuk gibi. Oradan oraya sürüklenen bir hayatin, kaybin, ölümün, takintinin, bagimliligin, askin, kaderin ve kadersizligin romani. Tablonun icinden bakan o kücük kus, size evreni, iyiyi, kötüyü, güzeli, benligin ve zaman kavraminin derinliklerinde yatan sirri sorgulatacak kadar güclü ve tünegine zincirlenmis olmasina ragmen alabildigine özgür.